Tekuzem Ücretsiz Dene

SINAVA HAZIRLANIRKEN EN MASUM KAÇAMAK: KİTAP OKUMAK…

SINAVA HAZIRLANIRKEN EN MASUM KAÇAMAK: KİTAP OKUMAK…

İşten veya okuldan geldiğinizde ilk ne yapıyorsunuz? Belki biraz dinleniyorsunuz, sonra da yemek yiyip; dersin başına oturuyorsunuz. Bu iyi olan ihtimal. Soruyu baştan alalım ve dürüst olalım. İşten veya okuldan geldiğinizde gerçekten ne yapıyorsunuz? Hadi itiraf edin. Dinleniyorsunuz, müzik dinliyorsunuz, ailenizle sohbet ediyorsunuz, yemek yiyip; TV’nin başına geçiyorsunuz... Pek haksız da sayılmazsınız. Hepimiz stresimizi atacak meşgaleler aramıyor muyuz? Zaten sınavın kendisi başlı başına bir stres kaynağı... Çalışmak mecburiyetinde olmak da ekstra stres…

Sevmediğimiz işleri yaptığımız ortamlarda (iş her ne olursa olsun) kendimizi stres altında hissederiz. İnsanoğlunun yaradılışında vardır sevmediği şeylerle yüzleşme korkusu. Aslında bu stresin ortaya çıkmasındaki en büyük etken bu! SEVMİYORUZ ve YÜZLEŞMEKTEN KORKUYORUZ!

 

Peki çok kolay yapabileceğiniz, hiç de aklınıza gelmeyen bir aktiviteyle stresinizi çok çok aza indirgemek istemez miydiniz? Bize inanmanızı daha da sağlamlaştırmak için konuya bilimsel bir araştırmayla girelim!

İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde stres seviyelerini en çok düşüren ve en çok yükselten etkenlerin ne olduğu üzerine araştırmalar yapılmış. Çalışmaya katılan kişilerin gün sonunda nasıl rahatladıkları sorulmuş ve bu yöntemler sonunda kalp atışlarının, stres seviyelerinin ne kadar etkilendiği belirlenmiş. Tahmin edeceğiniz gibi insanların bazıları televizyon izleyerek, bazıları gazete okuyarak, bazıları müzik dinleyerek rahatlıyormuş. Tüm rahatlama yöntemlerinin arasında birinciliği ise kitap okuma almış. Akşam eve geldiğinizde ne kadar stresli olursanız olun 6 dakika bile kitap okusanız stres seviyeniz %68’e kadar düşebiliyormuş. Kısaca 10 dakikalık bir kitap okuma neredeyse bir antidepresan kadar etkili oluyor. O halde ne yapıyoruz? Sınav hazırlığımızda hem stresimizi azaltmak için hem de sınava faydalı olabilmesi için kitap okuyoruz.

 

Kitap okumaya karar verip, ne okusam diyenler için iki öneri bizden, devamı sizden!

 

1984


Popülaritesinin hakkını; noktası, virgülüne kadar veren ve üzerine söylenen sözlerin hiç de abartılmadığını düşündüren bir kitap 1984. George Orwell’in, en ince ayrıntısına kadar kurguladığı bu roman tam bir distopya örneğidir. Geleceğe ilişkin kabus senaryosu ancak bu kadar güzel yazılabilir. Konusuna baktığımızda, adından da anlaşılacağı gibi olaylar 1984 yıllarında geçiyor. Baskıcı bir iktidarın kontrolünde olan Okyanusya toplumu, hiyerarşik sınıflara ayrılmıştır. Romanın baş kahramanı, bu sınıflamanın ortalarında yer alan bir memurdur. O’nun, baskıcı yönetim tarafından ele geçirilerek işkencelerle sisteme uygun bir vatandaş yapılması anlatılır. 

 

Guguk Kuşu

Öncelikle Ken Kesey imzalı kitabın adının esin kaynağını açıklayalım:

“Dişi guguk kuşu doğada yumurtalarını başka bir kuşun yumurtalarının yanına bırakır. Bunun için seçtiği bir yuvayı uzun süre gözetler. Yuvanın sahibi kuş uzaklaşınca, hemen yuvaya gizlice bir yumurta bırakır. Bu arada yuvadaki yumurtalardan birini de yok ederek durumun fark edilmesini önler.”

Hikayemiz bir akıl hastanesinde geçer. Tımarhanede ‘iyileşebilir’ olan ve ‘iyileşemez olan’ hastalar bulunmaktadır. Mc Murphy buraya deli olduğu şüphesiyle getirilmiş, iyileşebilir hastalar arasına alınmıştır. Ancak kahramanımız bu durumu kabullenecek gibi değildir. Düzene aykırı bir adamdır. Ruhunun özgürlüğünü korumaya ve özgürce yaşamaya çalışmaktadır. Hikaye burada başlar. Kaybedenler ve  kaybettiklerine kavuşturulmaya çalışılanlar gerçekte neyi kaybetmişlerdir? Sorunun cevabı Guguk Kuşunda! Sizi temin ediyoruz ki romanın sonu sizi çok sarsacak!

Yorum Bırak
Tekuzem Whatsapp Hattı