Bir yanda KPSS’ye hazırlık, bir yanda yüzünü gösteren güneş... Tüm bunlar olup biterken ruh halimizde istemsiz değişimler, bir şey yapmak istememe, bir boş vermişlik… İşte tam olarak bahar sendromu olarak adlandırdığımız geçici psikolojik durumu bu şekilde tanımlamaktayız.
Bahar sendromu sürekli yorgun ve bitkin hissetmemize, sabahları uyanmakta zorluk çekmemize ve derslere karşı ilgisizliğimize neden olur. Bu yüzden bu güzel mevsimde motivasyon eksikliği kaçınılmazdır; ancak yine de aşılamaz bir sorun değildir.
Peki bahar yorgunluğundan kurtulmanın yolları nelerdir?
Akademik çalışmaların yanı sıra, psikolojik olarak da kendinizi sınava hazırlamanız gerekir. Sınava girecek tüm öğrencilerin olumlu düşünmeye çalışmaları ve kendilerine güvenmeleri çok önemli. Çünkü inanmak başarılı olmanın temelinde yer alır.
Sınavla ilgili olumsuz ve imalı cümlelerin yer aldığı sohbetlerden uzak durmanız gerekiyor. Çünkü stres, motivasyonunuzu düşürebilir.
Beslenme ve uyku düzeni çok önemli. Beslenme ve uyku düzeninize dikkat etmek bahar yorgunluğunuzu kısa sürede atmanızı sağlayacak.
Sınava hazırlık süresinde özellikle son dönem hazırlıklarının rolü çok önemli. Unutmayın ki aylarca çalışıp şu dönemlerde bırakan öğrencilere kıyasla, bu dönemde yoğun tempoda çalışmalarına devam eden kişiler sınavı kazanıyor.
Baharın başlamasıyla birlikte vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı var. Özellikle B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bunlardan bol bol tüketin.
Spor da konsantrasyon ve stres yönetimi için çok önemli. Haftada 2 ya da 3 kez yapacağınız spor hem sağlığınıza iyi gelecek hem de sınava daha iyi odaklanmanızı sağlayacak.
Unutmayın ki bahar yorgunluğu geçici bir dönem. Bu yüzden moralinizi bozmayın ve performansınızı etkilemesine izin vermeyin. Sınava hazırlanan hemen hemen herkesin bu ruh haline girerek bu aralar verimsizleşmesi çok normal. Fakat bu psikolojik bunalımı uzatmak ya da bir an önce sonlandırmak yine sizin elinizde. Siz istediğiniz sürece mutluluğunuzun önünde hiçbir engelin olmadığını unutmayın.
Sylvia Plath ‘ın dediği gibi:
‘‘Daima hareket halinde ve mutlu olmak ile içime dönerek pasif ve hüzünlü olmak arasında bir tercih yapabilirim. Ya da bu ikisi arasında sekerek aklımı yitirebilirim.’’